Sanat Ölümsüz Kılar; “Ferdi Tayfur Gibi” | Prof. Dr. Mehmet ÖZHANLI
  • Çalışma Saatleri: Hafta içi ve Cumartesi: 09:00-18-30 Pazar: Kapalı

Sanat Ölümsüz Kılar; “Ferdi Tayfur Gibi”

Sanat Ölümsüz Kılar; “Ferdi Tayfur Gibi” Resim

Sanat Ölümsüz Kılar; “Ferdi Tayfur Gibi”

Bütün canlıların hayattaki mücadelesi ölümsüz olmaktır. İnsanların üreyip üretmeleri, hayvanların, bitkilerin üremeleri, ölümsüzleşmek iç güdüsünden gelir. Neslini devam ettirmek… Platon, Sokrates’in ağzından, insanların ölümsüzleşme çabaları için güzel bir metafor anlatır. Sokrates der ki, “dünyada iki tür insan vardır: Bedeni bereketli olanlar ve beyni bereketli olanlar. Bedeni bereketli olanlar, bolca ürüyerek çocukları ve torunları sayesinde ölümsüzlüğü yani yok olmamayı hedeflerleler.  Beyni bereketli olanlar ise yetenek ve bilgilerini kullanarak eserler ortaya koyarlar. İşte gerçek ölümsüzler ikincileridir.” Bilgi ve yetenek, insanın elinden alınamayacak iki büyük güçtür. Dünya üzerinden milyarlarca insan gelip gitmiştir. Bu büyük kalabalıkta zaman içerisinde çok azı kalıcı olmayı başarabilmiştir. Diğerleri, kuru kalabalık olarak rakamdan ibaret kalmışlardır. Kalıcı olanlar yöneticiler, sanatçılar, mucitler vb. insanlar… Bunlar içerisinde de iyi ve lanetle anılanlar olduğu unutulmamalı… Bu yazının konusunu sanatçılar oluşturmaktadır. Ancak, sanatçı dediysem gerçek sanatkârlar; yöneticileri, teknolojiyi kullanarak, reklamlarla algı yaratanlar değil … Sanat, bilgi ve yetenek isteyen bir şeydir. Gerçek sanatkârlar elmas gibidir. Her zaman her yerde ve her koşulda ışıklarından ve de parlaklıklarından bir şey kaybetmezler. Kısacası onlar, güneş ve gezegenler gibi evren var oldukça parlamaya devam edeceklerdir. İşte, 2 Ocak 2025 tarihinde bedenen vefat eden Arabesk Müziğinin Kralı Ferdi Tayfur da bunlardan biriydi. Aşkların ve duyguların masum olduğu dönemde, sevgi ve sevgilinin değerli olduğu yıllarda kalplerde yanan aşk acısını yanılan kişiye en iyi anlatan şarkıları, O söyledi. Beş yaşından itibaren insanların acımasızlığı içerisinde şekerci çıraklığıyla başlayan yaşam mücadelesini büyük bir başarıyla kazanıp ölümsüzleştirdi. Sanatıyla, çok farklı insanların yüreğine kurduğu tahtı, her zaman kendisine ait olacaktır…

Çocukluk ve gençlik yıllarımızda popüler olan “arabesk” müzik, çoğu zaman eleştirilip küçümsense de bu topraklarda yaşayan ve hayatın yükünü çocuk yaşta sırtlanmak zorunda kalanlar olduğu sürece popülaritesinden bir şey yitirmeyecektir. Ülkemizde yoksulluk çeken, ezilen, ötelenen kâğıt üzerinde eşit ama gerçekten hiçbir zaman “diğerleriyle” eşit olamayacak büyük halk kitlesi olmuştur ve olacaktır. Siyasetçilerin demokrasi nutukları ile dincilerin bu dünyada çektikleri acıların ödülünü öbür dünyada alacakları vaadi ile milliyetçilerin milli duygularını coşa getirip kullanıp kandırdıkları işçi köylü sınıfı, teselliyi yine arabesk müziğinde bulmaktadır. Herkesi ortak bir noktada buluşturan Ferdi Tayfur gibi sanatçılar değerlerinden asla yitirmezler.

Kapitalizmin, dünya ülkelerinin tamamını bir örümcek ağı gibi sardığı böyle bir zamanda bizim kuşaklar o temiz duyguların yaşandığı geçmişe büyük bir özlem duymaktadırlar. Canlı bir hücre gibi insanı ele geçiren kapitalizm tüketici, tatminsiz, bencil ve zır cahil toplumlar yetiştirdi. Yüksek kültürden uzak popüler kültürle yetiştirilen pragmatist bir gençlik ortaya çıkardı. Uygarlık tarihinde değerlerin bu kadar sıradanlaştırıldığı başka bir dönem yaşanmamıştır. Artık hiçbir şeyin değeri yok. Sadece var “mış” gibi yapılıyor. Okumak, internette okunan üç beş cümleye düşmüş; yazmak, yapay zekaya bırakılmış; beyin sadece kötülüğe çalıştırılıyor. Artık herkesi iç güdüsel davranışlar yönetiyor. Onun için sevginin, aşkın bir kıymeti kalmadı. Bu yoz duygular, sanatın, edebiyatın, sinemanın, televizyonun ve müziğin hücrelerine sirayet etmiş ve günlük hayatta da aşırı bir şekilde kullanılmaktadır. Belden aşağı sözlerle dolu o şarkılar, diziler, filimler ve ensest ve çarpık ilişkilerle dolu gündüz kuşağı programları toplumun büyük bir kesiminin maalesef tercihi olmuş durumda… İşte bu kirlenmişliğin ortasında bizim kuşağa temiz bir pencere açıp huzur bulduranlar, Ferdi Tayfur ve onun gibi samimi, siyasetin pisliğine bulaşmamış, gerçek sanatkarlardır. 1970’li yıllardan itibaren Anadolu insanın duygularına tercüme olan böyle sanatçılar, zaman geçtikçe tarih eserler gibi daha da değer kazınırlar.

Eskiden, Anadolu köylerinde çeşmeler sadece köyün meydanında bulunurdu. Su taşımak genç kızların göreviydi. Köyün delikanlıları da bahaneler uydurarak çeşmelere uğrarlardı. Bundan dolayı ilk aşklar çeşme başlarında başlardı. Aşklar, bazen mutlulukla sonların bazen de Ferdi Tayfur’un söyleyip meşhur olduğu şarkıda olduğu gibi “susadım çeşmeye varmaz olaydım” pişmanlıklarıyla son bulurdu. Sayın Tayfur’un Anadolu insanın o saf temiz duygularını yansıtan o kadar çok şarkısı var ki herkes her şarkıda mutlaka kendinden bir parça bulur. Nisan yağmuru olup yanan yürekleri söndüren; gurbeti yakın edip özlemleri bitiren, acılara feryat edip dünyanın durdurulmasını isteyen vb. yüzlerce farklı duyguya vücut bulduran şarkılar söyledi Ferdi Tayfur. Sitem ve beddua ederken bile sevgiliye kıyamayan yufka yürekli şarkılar… Her ne kadar “yıldızlarda kayar” dese de o, bir gezegen olarak hep yerinde duracaktır.

Bir tarafta Ferdi Tayfur gibi kişilikleriyle büyük sanatkârlar, diğer taraftan ahlaktan yoksun zamana ve olaylara göre kılıktan kılığa giren dalkavuklar; her ne kadar ikisinin de isminin önünde sanatçı yazılıp söylense de aradaki farkı anlatmaya gerek yok… Sıfat, içi düzgün bir karakterle, yetenek ve bilgiyle doldurulmamışsa kelimeden ibaret kalır. Günümüzde isminin önüne sanatçı sıfatı eklenip televizyonlara çıkarılan, konser verdirilen ve yandaşları tarafından milyarlarca para kazandırılan büyük bir güruh bulunmaktadır. Siyasete bulaşmadan, ırk ve ideoloji ayrımı yapmadan sanatıyla halkın duygularını yansıtıp milyonların gönlünü kazanmış Ferdi Tayfur gibi sanatçıların yanında bunların ismini zikretmek, altının yanında cürufu övmek olur. 

Değerlerin sıradanlaştırıldığı, ahlaksızlığın normalleştirildiği, bencilliğin kanser hücreleri gibi insanlığı sardığı böyle bir zamanda daha nice Ferdi Tayfur gibi sanatçıların gelmesi dileğiyle…Hatıran Yeter…

3 Yorum var

  1. Erkek Avatar Kema Yalçın 2025-01-05
    Emeğine sağlık kalemine sağlık Güzel duygu yüklü ve gerçekçi bir yazı olmuş Teşekkür ederim
  2. Kadın Avatar Rukiye gültekin 2025-01-05
    Emekten anlayan insanların yorumları muhteşem ellerinize sağlık.
  3. Kadın Avatar L. Meltem Gül 2025-01-06
    Kaleminize sağlık Mehmet Hocam. Ferdi Tayfurun cenaze töreni söylediklerinizin aynası gibiydi. Yaşın yağmurun altında binlerce insan, hiç bir mecburiyetleri ve çıkarları olmadığı halde oradaydı. Beyni bereketli, yüreği güçlü Ferdi Tayfur nurlarla uyusun.

Yorum Yap

Email Adresiniz görünmeyecektir.*

Erkek Avatar Kema Yalçın
Kapat